Üyelik Girişi
Takvim
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar35.037435.1778
Euro36.390736.5365

KOVA KÖYÜ RESMİ WEB SİTESİ

Eşref DURNA
esref_durna24@hotmail.com
KUL HAKKI – KAMU HAKKI
15/04/2015

Toplumumuzda yaşayan bütün insanlar için birlik ve beraberliği sağlamak, üzerimize düşen vazifelerdendir. Bu vazifeyi gerçekleştirmenin en önemli yolu ise insan haklarına saygı duymaktır. İnsan hakları, diline, dinine, ırkına cinsiyetine, milliyetine, sosyal statüsüne ve rengine bakılmaksızın insana insan olduğu için tanınan hakların genel adına denmektedir. Bütün canlıların elde ettiği temel haklar vardır ki; bu haklar İslam dinince dokunulmazlık kapsamına alınmıştır.

Kul hakkının en kapsamlı bir şekilde ihlal edildiği şey ise kamu hakkıdır. Bu manada kamu hakkı kul hakkından daha kapsamlı bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Çünkü kul hakkı ihlali dendiğimizde akla ilk gelen, bir şahsın diğer şahıs veya şahıslarla kurmuş olduğu ilişkileri yanlış bir zemine oturtması neticesinde ortaya çıkan hak ihlalidir. Kamu hakkı ise, bir şahsı veya birkaç şahsı değil o toplumda yaşayan ve o devlet çatısı altında bulunan bütün bireyleri, yani toplumu, yani milleti ifade etmektedir. Bu önemli durumu lütfen göz ardı etmeyelim. Şu hususu sizlerin dikkat-i nazarına sunmak isterim. Belki kul hakkını ihlal ettiğimiz şahsı bulup ondan helallik alma ihtimalimiz vardır. Ancak kamu hakkını alır isek kimden helallik alacağımız tamamen bir muammadır. Bu sebeple kamu hakkını gözetmemiz, bu hususta titizlikle davranmamız gerekmektedir. Çünkü kamu hakkını Tüyü bitmemiş yetimin hakkı olarak özetleyebiliriz.

Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan, kamu kurum ve kuruluşlarla ilişkileri olan bütün kardeşlerimiz yapmış oldukları işin neticesinde elde edecekleri mükafatın veya zararın çok fazla olduklarını unutmamalıdırlar. Devletimiz tarafından bizden yapılmasını istediği şeyi doğru bir şekilde yerine getirir isek bunun bize kazancı hem dünyalık hem de ahirette olacaktır. Bunun yanında yapılması istenilen şeyi herhangi bir sebepten dolayı istenildiği gibi yerine getirmez isek, yapmış olduğumuz hata bizden kaynaklanıyor ise o zaman kamu hakkını ihlal etmişiz demektir ki, bunun sıkıntısı hem dünyevi hem de uhrevidir. Vaazımıza başlarken ifade ettiğimiz hadiste buyrulduğu üzere kul hakkını ihlal ettiğimiz şahıs ve şahıslara ya sevabından vereceğiz, eğer sevabımız yok ise o zamanda hakkını yediğimiz kişilerin günahlarını yükleneceğiz. Bu sebeple ahiret sıkıntısı düşünüldüğünde kamu hakkını ihlal edenlerin dünyevi sıkıntılar içerisinde olduklarına aldanılmamalıdır.

Peygamber Efendimizin cenazesini kılmadığı bir şahsın durumu şöyle rivayet edilmiştir. "... Zeyd bin Hâlid el-Cühenî (Radıyallâhü ank)fden rivayet edildiğine göre :

Hayfaer (savaşın) da Eşca' (kabilesin) den bir adam öldü. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) (mücâhidlere) :

Arkadaşınızın cenaze namazını siz kılınız (yâni ben kılmayacağım) buyurdu. (Adamın hâlini bilmedikleri için) sahâbîler bu duruma şaştılar ve (üzüntüden) yüzleri değişti. Sonra Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), sahâbîlerinin vaziyetlerini görünce:

«Sizin arkadaşınız, Allah yolunda ganimet malından çalmıştır» buyurdu.

(Hadîsin râvisi) Zeyd demiştir ki: Bunun üzerine sahâbîler adamın eşyasında arama yaptılar. Yahudilerin boncuklarından iki dirhem (bile) etmeyen boncuklar buldular."[4]

Bir başka hadis aktarmak isterim. "... Ubâde bin es-Sâmit (r.a.) Şöyle demiştir:

Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Huneyn (savaşı) günü ganimet malından bir devenin yanında bize namaz kıldırdı. Namazdan sonra deveden bir tüy alıp mübarek iki parmağı arasına koydu. Sonra (cemaate hitaben) :

«Ey insanlar! Şüphesiz bu (tüy taneciği bile) sizin ganîmetlerinizdendir. (Artık) ipliği, iğneyi, bundan değerli olanı ve bundan değerce düşük olanı ödeyiniz (yâni bana teslim ediniz). Çünkü ganimet malından bir şey çalmak kıyamet günü sahibine şüphesiz bîr utançtır, bîr ayıptır ve bir ateştir», buyurdu."[5]

Hz. Peygamberden aktarmış olduğumuz hadislerden şunu çıkarıyoruz. Kamu malından bir şeyi zimmetine geçiren kimse, kıyamet gününde o maldan dolayı bütün mahşer halkının huzurunda rezil olacak, almış olduğu bu kamu malı yüzünden cehennem ateşiyle buluşacaktır. Bu sebeple kamu malından almış olduğumuz her ne var ise -Efendimizin bizlere bildirdiği üzere bir parça tüy bile olsa- büyük küçük demeden hepsini Devlete geri ödemesi gerekmektedir. Kamu hakkı kamunundur. Haksızca zimmete geçirilen şeyin ona aktarılması bir mecburiyettir. Unutmayalım ki; Ahirette zimmetine kamu hakkı geçirenlerin cezası çok ağır olacaktır. Hazreti Ömer (r.a.). Halife. Bir gece. Makamında. Ashabtan biri ziyaretine gelir. Selam verir. Selamı alınmamıştır. Oturur. Ömer işiyle meşgul. Sahabe bekler. Ömer çalışır. Selam alınmamış, yüzüne bile bakılmamıştır.

İş biter. Ömer mumu söndürür. Bir başka mumu yakar. O anda selamını alır. Konuşmaya başlar.

Sahabe sorar:

- Ya Ömer, niçin hemen selamımı almadın ve niçin bir mumu söndürüp diğer mumu yaktın ve ondan sonra benle konuşmaya başladın?

Hazreti Ömer (r.a.):

- Evvelki mum devletin hazinesinden alınmışdı.O yanarken özel işlerimle meşgul olsaydım Allah indinde mes ul olurdum. Seninle devlet işi konuşmayacağımız için kendi cebimden almış olduğum mumu yaktım, ondan sonra seninle meşgul olmaya başladım. Sahabenin gözleri yaşarır, ellerini kaldırarak şöyle dua eder:

-Ya Rabbi! Hattab oğlu Ömer i bizim başımızdan eksik etme!

İnsanların yaşamlarında hak ihlallerini azaltacak en önemli sebep imani ilkelerdir. Allah inancı, ahiret inancıdır. Ahirette yapmış olduğu şeylerin hesabını rabbine karşı vereceğini bilen bir insan hataya meyil ettiğinde o hatadan kolaylıkla beri kalabilecektir. Yine Yüce Allah’ın bizi gözetlediğini ve yapmış olduğumuz her şeyi kayıt altına aldığını unutmaz isek yanlışlıklardan ve yasaklardan uzak kalmak daha rahat olacaktır. Bu sebeple İmani ilkelerin aktarıldığı, ahlaki güzelliklerle süslenildiği, insanların rızası gözetildiği müddetçe dünya ve ahiret mutluluğunu elde edebileceğiz.
Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan kardeşlerimizin hassasiyetle dikkat etmeleri gerekene bir husus ise, kendilerinin çalışma alanı bulduğu işlerini milletimizin bir emaneti olduğunu bilmektir. Biz Devletimizin bize vermiş olduğu işlerimizi milletimiz adına yürütmekteyiz. İş ise işverenin bir emanetidir. Emanete hıyanet etmek ise insana, hele hele Müslüman’a yakışmayacak bir tavırdır. Kamu hakkını ihlal etmek milletin hakkını ihlal etmektir ki, bunun vebali çok ağırdır.
Emevi halifelerinin büyüğü Ömer b. Abdülaziz Hazretleri, devlet başkanlığı sırasında kul hakkı ve sosyal adalet hususunda çok titiz davranırdı. Gece çalışmalarında ayrı işlere tahsis ettiği iki kandili vardı. Bunlardan birini kendi özel işleriyle ilgili notları yazarken kullanır, öbürünü ise devlet ve millet işleriyle ilgili yazışmalarda kullanırdı. Halife, birden fazla gömleği olmayan, varlıksız biriydi.
Bir gece halifenin yanında bir misafiri vardı. Kandilin yakıtı tükenmişti. Misafir dedi ki:
- Hizmetçiyi uyandıralım da kandilin yağını koyuversin.
- Hayır, bırak onu uyusun. Ben ona iki ayrı işi yaptırmak istemem.
- Öyleyse ben kalkıp kandile yağ koyayım.
- Olmaz, misafire iş gördürmek yiğitlikten sayılmaz.
Kendisi kalktı, kandilin yağını koyup yerine döndü ve şöyle dedi:
- Ben kalkıp iş yaparken de Ömer'dim; gelip oturdum, yine aynı Ömer'im.
Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan kardeşlerimizin dikkat etmesi gereken bir husus ise, kamu malları Devletimizin gelirinin bir ürünü olarak ortaya çıkmaktadır. Çünkü kamu hizmetlerinin tamamı verilen vergiler, bırakılan bağışlar veya Devletimizin elde ettiği başka gelirler ile sağlanmaktadır. Bu sebeple kamu hizmetinde aksaklığa götürecek yanlışlar içerisinde olmak, Milletimizin hizmet üzere vermiş olduğu, Devletimizin de Milletimize hizmet amacıyla aktarmış olduğu gelirleri yanlışa sevk etmek olacaktır ki, buda dünyevi sorumluluk getirdiği gibi ahiret açısından da çok büyük bir vebal doğuracaktır.

Bir gün bu fani hayat son bulacak, gerçek hayat dediğimiz Ahiret hayatı başlayacak ve herkes dünyadaki hayatından hesaba çekilecektir. Akıllı ve basiretli insan; Allah'a ve O'nun kullarma karşı vazifelerim yapan, hak ve hukuka saygı gösterip, hesap gününe borçsuz ve günahsız olarak gitmeye çalışandır. Şu gerçek hiçbir zaman unutulmamalıdır: Kim iyilik ve kötülük olarak ne yapmışsa; mutlaka karşılığım görecektir. Nitekim Cenabı Hak, Kur'an-ı Kerim'inde "Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu görür. Kim de zerre miktarı kötülük işlerse, onu görür"[1] buyurmaktadır.
Kul ve kamu hakkı dikkat etmemiz gereken önemli haklardandır. Asla ihmal edemeyeceğiz hakların başında gelmektedir. Bu hakları ihlal etmemiz neticesinde helallik almadıkça ahirette sevabımızdan alınacak veya hak ihlali gerçekleştirdiğimiz şahısların günahlarını yüklenecektir. Bu sebeple dünyamızı huzura, ahiretimizi sükunete kavuşturmak istiyor isek, kul ve kamu hakkını ihlal etmeyelim. İhmallerimiz neticesinde doğacak zararlar ile karşılaşmamak için işlerimizde ihmale gitmemeliyiz.
Şu halde diyebiliriz ki; Müslüman, kul haklarına son derece titizlik göstermelidir. Bilerek veya bilmeyerek başkalarının hakkını alan kimse, o hakkı ödemek ve helalleşmek suretiyle kendisin! kurtarmaya çalışmalıdır. Haksızlık edip de, hak sahibine hakkını vermeyenler; Ahirette pişmanlık duyacaklar ve çetin bir azaba uğrayacaklardır.
Herkesin hak ve hukukuna saygılı olalım. Kul hakkıyla Allah'ın huzuruna çıkmaktan sakınalım. Kul hakkını, hak sahibi bağışlamadıkça Allah'ın bağışlamayacağını bilelim. Dünyadaki bir çok kötülük, kavga ve cinayetlerin, insanlar arasındaki huzursuzlukların, kul haklarına saygı göstermemekten meydana geldiğini unutmayalım.



2019 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

NASIL BİR KARDEŞLİK - 22/08/2015
Enfal suresinde Allah (cc) mealen şöyle buyuruyor: “Allah’a ve Rasûlü’ne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin; sonra içinize bir korku düşer de heybet ve kuvvetiniz elden gider. Sabırlı olun! Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.’’
SİGARA VE İÇKİ BAĞIMLILIĞI - 25/12/2014
Ey iman edenler! Şarap kumar,dikili taşlar, fal ve şans okları birer şeytan işi pisliklerdir. Bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz.Şeytan içki ve kumar yoluyla aranıza düşmanlık sokmak,sizi Allah�ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister.Artık bun
BİZİM HİCRETİMİZ - 31/10/2014
Başımızı iki elimizin arasına alarak bir düşünelim.
AFFEDEBİLMEK - 28/08/2014
Gelin tanış olalım İşi kolay kılalım Sevelim sevilelim Dünya kimseye kalmaz
KİMSESİZLERİ GÖZETMEK - 05/07/2014
CUMA SOHBETİ
Ramazan ayının kıymetini bilmek - 28/06/2014
CUMA SOHBETİ
Çocuk Kur'an buluşması - 21/06/2014
Cuma Sohbeti
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi5
Bugün Toplam44
Toplam Ziyaret102682
Hava Durumu